Anime Gecesi

Ailenizle ya da arkadaşlarınızla farklı bir şeyler izlemek isterseniz diye buraya birkaç film tarzında anime bırakıyorum. (temin ediyorum animasyon gibi değil bunlar bir buz devri yada karmakarışık tarzı bir şey beklemeyin)

Anime ve animasyonun farklarından şöyle bir bahsedeyim. Temelde anime japon yapımı animasyonlara deniyor aslında ama inanın (bana göre en azından) grafikleri, görselliği Disney animelerine göre çok çok daha iyi. Senaryoları da tabi ki. Neyse kısa keseyim ben buraya bırakıyorum ihtiyacınız oldukça birer doz alırsınız. 

(biraz kendimi yazmaya zorladığım için böyle samimiyetsiz bir yazı oldu kusura bakmayın dünyalılar)

Ruhların Kaçışı



Ruhların Kaçışı, Hayao Miyazaki tarafından yazılıp yönetilen 2003 yılında 'Uzun Metrajlı En İyi Animasyon Filmi' Oscar'ını kazanan Studio Ghibli yapımı Japon animasyon filmidir. Birçok ödül kazanan film aynı zamanda Oscar kazanan ilk animedir.

Bunu buraya bırakayım da gözünüz gönlünüz açılsın. (yazan gülüyor)




Hikaye baş kahramanımız Chihiro'nun babasının iş değişikli nedeniyle başka şehre taşınmaları ile gerçekleşir. Yolculuk devam ederken yanlış yola sapıp kendilerini bir alanda bulurlar. Bu festival alanı başta ne kadar terk edilmiş gibi gözüksede tezgahlarda çeşitli yiyecekler bulumaktadır. Chihiro yemeklerden yemeye başlayan anne ve babasını uyarmaya çalışır, evebeynleri onları dinlemeyince etrafa bakmaya karar verir. Akşam çökmeye başladıkça yarı saydam ruhları görmeye başlar. Anne ve babasının yanına korku ile döndüğü zaman onları bir domuza dönüşmüş halde bulur. 


 Chihiro'nun  tanrılara hizmet verilen bir handa bir süre çalışıp, anne ve babasını eski hallerine getirebilmek için bir yol bulmaya çalışması ile devam ediyor. 


Ailenizle, arkadaşlarınızla izleyebileceğiniz macera, doğaüstü güçler ve dram türlerini içeren bir anime.

Sesin Şekli



Bakın bunu izleyin. Sadece bu kadarını diyorum. Gerçi ben çok sulugözüm her şeye ağlıyorum ama bu harika bir anime. Hani tüylerinizi diken diken eden filmler vardır ya? Müziğiyle, atmosferiyle,hissettirdikleriyle. İşte bu onlardan biri.

Okul ve dram türünde.


Her şey geçmişten kesitlerle başlar. Ishida Shouya ilkokuldayken sınıflarına transfer gelen sağır kıza zorbalık yapmaya başlar. Ama olaylar ters şekilde gelişir. Birden kendini kendi arkadaşları tarafından edilen bir zorbalığın içinde bulur. Herkesten, her şeyden kendini soyutlayarak büyür. Ve hayatının dönüm noktası olan o kızı tekrar bulup arkadaş olabilmek için işaret dili öğrenir. 


Gerçekten herkesin kendinden bir şeyler bulabileceğini düşündüğüm bir anime. İzlemek için tık.



Hala aklınızda soru işaretleri varsa Türkçe altyazılı fragmanı buraya bırakıyorum.


Senin İsmin.




Yine Sesin Şekli'ne benzer tarzda  bir anime. Yani inanın o kadar güzeldi ki yazacak bir şey bulamıyorum.


Mitsuha, kırsal kesimde, dağların etrafını sardığı bir kentte yaşamaktadır. Belediye başkanı olan babası genellikte evde bulunmadığından evinde daha çok ilkokul öğrencisi kız kardeşi ve büyük annesiyle kalan Mitsuha her ne kadar dürüst bir kişiliğe sahip olsa da ailesinin Shinto tapınağına ait geleneklerden ve babasının seçim kampanyasında yer almasından hiç hoşlanmamaktadır. Kırsal kesimde yaşadığı için içten içe üzülmekte ve Tokyo’daki harikulade şehir hayatını arzulamaktadır. 





Taki ise Tokyo’nun merkezinde yaşayan liseli bir gençtir. Arkadaşlarıyla zaman geçirmekten hoşlanan ve bir İtalyan restoranında yarı zamanlı çalışan Taki, mimariye ve güzel sanatlara ilgi duymaktadır. Günlerden bir gün rüyasında daha önce hiç gitmediği dağlar arasına kurulmuş bir şehirde yaşayan genç bir kız olduğunu görür. Mitsuha ise erkek olduğu bir rüya görecektir.

Rüyalarının arkasındaki sır nedir? İzlemek için tık.

Fragman


Yürüyen Şato

Yürüyen Şato, Hayao Miyazaki tarafından yönetilen Diana Wynne Jones'un aynı adlı kitabından uyarlanan Studio Ghibli yapımı bir animedir. Kitaplar aslında bir üçlemeden oluşuyor ilk kitabın incelemesini Instagram profilimde bulabilirsiniz.


Kendi halinde olan 18 yaşındaki Sofie, kötülükler cadısı tarafından 90 yaşında yaşlı bir kadına dönüşür ve bütün hayatı değişir. Kimse tarafından tanınmayan Sofie evini terkeder, ve yolculuğu onu sürekli yer değiştiren, içinde Howl isimli bir büyücünün yaşadığı bir şatoya getirir. Sofie nin üzerindeki lanet ancak bu şatoda çözülebilecektir.


Türkçe altyazılı fragmanını bulamadım ama bir ara TRT1'de studio ghibi'nin bazı animeleri yayınlanıyordu yani görmüş olmanız olası. İzlemek için tık.

Marnie Oradayken

Gerçekten. Bir sürü anime izledim animasyon izledim. Ama şu Studio Ghibi'nin kötü bir film yaptığını bir kez bile görmedim. O kadar güzel bağlanmış bir senaryo ki.

Hiç arkadaşı olmayan Anna bir gün evinin yakınlarında bulunan kum tepelerinin orada Marnie’yle karşılaşır. Marnie, insanlardan uzakta yaşamaktadır ve bataklıktaki eve yeni bir aile taşınınca Marnie ortadan kaybolur. Anna sahip olduğu bu tek arkadaşın peşine düşmekte gecikmez. İzlemek için tık.

Kurt Çocuklar

Dram filmlerinden gerçekten nefret ediyorum. Bunun tek sebebi ise çok sulu göz olmam sanırım.


On dokuz yaşındaki Hana üniversitede sessiz sakin kendi halinde bir gence aşık olur. Ve bir fırsat eşiğinde tanışırlar. Muhabbetleri ve aşkları ilerlerken bir gün evlenme kararı alırlar ve ardından Hana büyük bir gerçeği öğrenir. Eşi "Ookami" bir kurt adamdır ve türünün sonudur.

Ardından bir zaman geçer ve iki tane çocukları olur. Birine "Yuki" birine "Ame" derler. Yuki oldukça inatçı ve yaramaz bir kızdır. Ame ise tam tersi, oldukça sessiz ve ürkek.


Ve bir gün babaları ortadan kaybolur. Aradan geçen bir zaman sonra babalarını ölü bulurlar. Bunun üzerine hayatları git gide daha da zorlaşır. Ardından bir karar alan Hana şehirden uzak, ıssız bir dağ evine taşınır. Taşındıkları yeri benimserler ve güzel bir hayat sürerler. Fakat ortada büyük bir sorun vardır. Çocukları kim olduklarıyla ilgili sorular sorarlar, ve ne olacaklarına dair endişeleri vardır. Kurt mu, yoksa insan mı? İzlemek için tık.



Bir de dipnot olarak tema çekilişi yapan bir blogger arkadaşımız var. Katılmak isterseniz tık.

Anime ile ilgili bilgim o kadar fazla ki hani bazen nereden başlayıp yazsam diye gerçekten çok bocalıyorum. Yine de bir bölüm daha bitti. Keyifli zaman geçirmeniz dileğiyle dünyalılar.

26 yorum:

  1. Bizim yeğenler de bayağı izliyor ama benim pek ilgimi çekmiyor :( Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  2. Ne çok anime izlemişsin :O
    Özellikle ilkini çok merak ettim.İzleme listeme ekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu buzdağının inan daha görünen kısmı. :D t

      Sil
    2. İzledim ve neden bu kadar geç izledim diye çok üzüldüm.
      Şimdi sırada Yürüyen Şato ve Senin İsmin var.

      Anime dünyasına yeni adım atan biri olarak gerçekten hayran oldum. :)

      Sil
  3. Takip listeme ekledim, görüşmek üzere...

    YanıtlaSil
  4. Ruhların Kaçışı ve MArnie Oradayken'i çok severek izlemiştim. Dİğerlerini de mutlaka izleyeceğim.Sevgiler:)

    YanıtlaSil
  5. Ben animeyle yeni tanışmış biriyim keşke daha önceden şans verip izleseymişim diyorum.Sesin şeklini çok merak ettim muylaka izlemek istiyorum yazı için çok teşekkürlerr:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kesinlikle izleee. Olsun geç olsun güç olmasın yaa.

      Sil
  6. bende anıme ılgısını cekmeyenler grubundayım maalesef :) Yınede teşekkurler :) dunyadan selamlar :)

    YanıtlaSil
  7. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba. Instagram kullanıcı ismim yalnizamaozgur oradan ulaşabilirsiniz ya da mail adresim yalnizamaozgur@gmail.com

      Sil
  8. Süper seçimler yapmışsın ^.^ Bir çoğunu izledim ve bazıları Anime arşivimde yer almakta.

    YanıtlaSil
  9. Yaaa, tabi ki en harikası Howl's Moving Castle. Yüz kere izlemiş bile olabilirim. Gerçi bahsettiklerinin çoğu favorilerim arasında. ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yaaa benimde ilk trt1 de izlemiştim. Howl ilk aşklarımdan biri ehehhe

      Sil
  10. İade-i ziyarete geldim, blogunu sevdim. ^^ Sesin Şekli ve Senin İsmin en çok ilgimi çekenler oldu. Pek fazla anime izlediğimi söyleyemeyeceğim. Fakat güzel önerilerinle iyi bir başlangıç yapacağımı umuyorum. ^^ Sevgiyle kal.. ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaaa beğenmene çok sevindiim. İnşallah animeleri seversin. Sağlıcakla kal.

      Sil
  11. Ben anime izlemeyi severim Yürüyen Şato'yu izlemiş ve çok beğenmiştim. Miyazaki'nin animelerini özellikle seviyorum. Diğer önerilerini de değerlendireceğim. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Miyazakiler harika gerçekten. Bu arada Hayao Miyazaki tekrar işe dönmüş duydun mu :D

      Sil
  12. Yürüyen Şato bende de var. İleriki günlerde kitap öneri yazımda paylaşmayı geçiriyordum aklımdan. :) İzlemediğim animeler de varmış senin tavsiye listene bakınca. Hemen gözden geçirmeliyimm. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Paylaşmalısıııın. Koşa koşa gelir okurum vallahi.

      Sil
  13. animeler sağoool. röportajın da iyiydi yaaa. :)

    YanıtlaSil
  14. Çok fazla anime izleyen bir değilim ama yıllar önce Yürüyen Şato'yu çok beğenmiştim. Hatta daha sonra oturup bir daha izlemiştim. Ama bu aralar Spirited Away'i çok merak ediyorum. Son iki günde çok karşıma çıktı. Bugün ya da yarın izlerim. Bu arada iade-i ziyarete geldim. Teşekkürler.

    YanıtlaSil